Serkan Engüdar
Öylesine Bir Faniyim İşte; Herkes Gibi Adı Önceden Koyulmuş.

Susma

Göğsümüzü olabildiğince gerip
Açınca kollarımızı,
Bir elin parmak ucundan
Bir diğerine kadar sonsuzdu her sevdamız.

Yıldızlara ulaşıp ulaşamayacağımızın hesabını akıl etmekten uzak,
Elimizi korkmadan
Göğe uzatmaktı çocukluğumuz.

Ne zaman ki bunların imkansızlığına meyletti
Düşüncelerimiz,
Sanırım o zaman geldi bu yük.
Artık büyüktük..

Hey!
Sen!
İnsan..

Ölümün var olması gerekliliğini
Habire haklı çıkaran da sensin ezelden beri,
Yaşamın harikulade güzelliğini
Beklenmedik anlarda gözler önüne seren de.
İlkini doğrulayan yokmuş,
Diğerini haddinden çokmuş gibi varsaymanın aptallığını da kattık ortam gereği heybemize,
Durmadan yürüyoruz.

Çırpınmaya çalışmak yanılgısı
Daha da içine çeker bataklığa saplanmış her canı.
Bu yüzden mi,
Hiçbir şey olmamışçasına bir kenarda duruşlarım bilemem.
Ölçmeye çalışmak da çoğu zaman faydasız değil mi zaten.

Hey, durun bakalım.
Ben karamsar değilim!
Dar olursa olsun.
Bahşedilmiş bir vakit varsa hala önümde;
Boşuna değil çırpınışlarım.
Ben yalnız
Buna inanırım.

Elbet ara sıra özlerim sevgili yalnızlığımı.
Bardağımda son içimlik kahvem,
İçimde bölük pörçük sevgi kırıntıları,
Aklımda yer kapma kavgasında düşünceler,
Susarım.

Sen,
Gene de susma bu yüküme aldanıp.
Durma geride, anlat..
Anlat neyle sarhoşsun?
Ne yaşadın bunca yıldır kendi yokluğunda?
Anlat ki bir dostun ninni sesi ferahlığı sarsın dört bir yanımı.

Anlat,
Işığım ol.

Anlat!
Yırtılsın karanlığım bir kez daha orta yerinden.

Bir yanıt yazın