İşten çıkınca;
Eve koşturmadan salına salına yürüyerek
Ansızın önüne çıksa da sonuçta
Olası bir kara kediye
Tüm batıl ahmaklıklar adına bir özür niteliğinde yol veren,
Saf zihnin sarhoşluğuna bırakmışken bedeni
-tek düzeliğinden vazgeçmeyen adımların suçu sanki mantığın hesaben neticesi-
Son anda fark etmek zorunda kalınan
Henüz gerçekleşmemiş bir çarpışmanın
Kurtarıcısı olma mutluluğu ile avunan,
Yalnızlığına duyduğu özlemle
Gidebildiği kadar geri sarıp
Minik elleri ile yaptığı çamurdan arabanın
Güneşte kurumasını beklerken
Bir iş yapmış olmanın verdiği gurur ve endam ile
Tasarladığı tüm oyunların
Kabuğuna sığmaz heyecanı hatırınca ısınmışken yüreği
Sonra birden
-en az kendi kadar-
Keşkeleri büyüyen,
Vedasını içine batırırcasına
Yitip giden gün ışığına hayıflanırken
Saatini soran telaşlı yaşlı teyzeye
İlk defa önemsenmiş gibi en doğru cevabı vermeye çalışan
En efendi görünümle ortak olan,
O gün henüz ölmemiş
Hatta her iki anlamda olmuş olmanın verdiği huzur
Ve
Çok azına bahşedilmiş
Her ne olursa olsun pes etmeyecek olabilmenin gücü ile
Yaratan’a içtenlikle şükreden
Biri olmaya vakit bulduğum zamanlar
Kendimi daha çok seviyorum.
Yoksa uyuyabilmek ne mümkün geceleri..